Saturday, March 04, 2017

İran’ın Arap Bölgelerinde Neler Oluyor?

Arap Bölgeleri
TEBRIZ ARAŞTYRMALARI INSTITÜSÜ:
ANKARA - Yazar: Mahmut TARIK (Tebriz Araştırmaları Merkezi Uzmanı): Bir haftayı aşkın bir süredir İran’ın Arap bölgelerinde yaşanan ayaklanma haberleri çeşitli haber kuruluşlarında yer almaktadır. Bölgeden yayınlanan bazı videolar durumun ciddi olduğuna işaret ettiği halde, İran’ın legal haber ajansları konuyu tam detayı ile yansıtmamaktadırlar. Ayrıca Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı medya kuruluşları, haberleri kirletme teşebbüsü ile neler olup bittiğine dair akıllarda soru işaretleri bırakmaktadır. İran’ın çeşitli eyaletlerinde dağınık şekilde yaşayan Arap etniği, yoğunluk olarak İran’ın güney batısında bulunan Huzistan eyaletinde yaşamaktadırlar. İran’da yapılan 1979 nüfus sayımına göre, İran Arapları ülkenin %3,85’ini oluşturmaktadırlar.[1]
“İran Genel Kültür Şurasının “İran Genel Kültür Endekslerinin Araştırılması ve İncelenmesi Projesi” isimli saha araştırmasında Huzistan eyaletinin nüfusunun %33.6’sını Arapların oluşturduğu söylenilirken[2] Arap aktivistler bu sayının çok daha yüksek olduğunu ve bölgede planlı bir şekilde nüfus değişimi yapıldığını iddia etmektedirler. 33 aşiretten oluşan Huzistan eyaleti Araplarının, Aşiret-ül Sevaid, Beni Mensur, Beni Lam, Sevari ve El-bebid aşiretleri Şii mezhebi inancına, diğer aşiretler ise Sünni mezhebine bağlıdırlar. Huzistan eyaleti, petrol ve doğalgaz kaynaklarından dolayı İran için stratejik bir bölgedir. İran-Irak savaşının başladığı yer olan Huzistan eyaleti, 1925’te Fars milliyetçiliğinin İran’da hâkim olmasından sonra Arap milliyetçilerinin vazgeçilmez bölgesi haline gelmiştir ve bunun üzerine Saddam Hüseyin, İran Araplarının özgürlüğü adına İran’a savaş açmıştır.
Geçtiğimiz hafta 13 Şubat 2017 tarihinde Huzistan eyaletinin Ahvaz kentinde yerli halkın genel valilik önünde başlattığı protestolar, eyaletin diğer kentlerine de sıçramıştır. Toplamda 11 kent, hükümet karşıtı protestolara sahne olmuştur. Bu protestolar bölge halkının Tahran yönetiminin bölgedeki çevre sorunlarına duyarsız kalmasına itiraz için başlamış olsa da giderek etnik eksenli isteklere ve itirazlara çevrilmiştir. Eyaletin başlıca sorunları içinde; toz parçacıklarının hava kirliliğine yol açarak bölgedeki yaşamı durduracak dereceye ulaşması sorununa hükümetin kolay bir şekilde çözüm bulabilecek olmasına rağmen hiçbir girişimde bulunmaması[3], günlerce elektrik ve suyun kesik olması ve İran’ın merkez bölgelerinin karşı karşıya olduğu su krizinin giderilmesi için Huzistan eyaletinin çevre sorunlarına rağmen Karun nehrinin suyunu, Huzistan eyaletinden merkez bölgelerde Fars topluluklarının yaşadığı yerlere taşıması yer almaktadır. Tahran yönetiminin bu sorunlara duyarsız kalması ve ciddi bir girişimde bulunmaması üzerine sosyal medya kullanıcıları, 13 Şubat tarihinde halkı genel valilik önünde protesto yapmaya çağırdılar. 13 Şubat’ta genel valilik önünde toplananlar “Nefes almak bizim de hakkımız”, “Temiz hava istiyoruz”, “En küçük isteğimiz nefes alabilmektir”, “İşsizlik, hava kirliliği”, “Sorunlarımız Karun nehri suyunun taşınmasıdır”, “Unutulmuş vatandaşlarız” ve “Dün Karun, bugün hava, yarın ölüm” gibi yazılar ve sloganlarla itirazlarını dile getirmişlerdir. Yetkililerin ikna edici tavır sergilememeleri üzerine, yapılan protestolar diğer şehirlere sıçramıştır. Halk güvenlik güçlerinin sert müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştır.
Arapça sloganlarla hükümete itirazlarını bildiren Huzistan eyaleti vatandaşlarının protestoları esnasında, Şadigan kentinde polis tarafından direkt ateş açılması neticesinde bir gencin öldürülmesi olayların daha da büyümesine sebep olmuştur. Gece saatlerinde birtakım kişilerce Devrim Muhafızları Ordusunun karargâhına molotoflu saldırı düzenlenmiştir. İran polis güçlerinin olayları bastıramaması sebebiyle Devrim Muhafızları Ordu kuvvetleri bölgeye sevk edilmiştir ve her türlü itiraza sert bir cevap verilmiştir. 18 Şubat tarihinde İran güvenlik güçleri yayınladıkları resmi bir açıklamayla, bundan sonra yapılacak olan bütün protestoların yasa dışı ilan edildiğini ilan etmişlerdir. Herhangi olası bir protestoda halka sert müdahaleler ile cevap verileceği söylenerek tehdit etmişlerdir.
Huzistan eyaleti itirazlarına ilk başta çevre sorunları ve yaşam zorluklarına karşı Tahran yönetiminin ilgisizliği sebep olmuştur. Giderek büyüyen itirazların niteliği kimlik eksenli sloganlarla değişerek, devlet karşıtı protestolara çevrilmiştir. Huzistan eyaleti vatandaşları tarafından yayınlanan videolarda bölgenin zengin petrol kaynaklarına sahip olması, İran-Irak savaşında birçok zorluğa katlanmaları ve yetkililerin vaatlerine rağmen insani bir yaşamdan mahrum bırakılmaları öne çıkmıştır. Şadigan kentinin Şii Araplarının “Ya Hüseyin” sloganıyla Devrim Muhafızlarına karşı çıkmaları sosyal medyada geniş yankı bulmuştur.
İran merkezli Farsça çalışan DW Farsça, BBC Farsça ve VOA Farsça itirazların çevre eksenli olduğunun üzerinde durmalarına rağmen protestolarda yayınlanan fotoğraflar itirazların merkezi hükümetin ayrımcı siyasetine karşı yapıldığını göstermiştir.
Arapların itirazlarında dikkat çeken diğer bir husus ise İran’daki Türk etniğine mensup örgüt ve medyanın, İran Arapları ile dayanışma içinde olduklarını söylemeleri idi. İran ve Güney Azerbaycan Türklerine mensup çeşitli medya ve haber merkezleri İran’daki mevcut Fars ırkçılığına karşı İran Araplarıyla dayanışma içinde olduklarını söyleyerek İran ve Güney Azerbaycan Türklerinin bu yaklaşımı İran Arapları ve Arap Dünyası’nda geniş yankı bulmuştur.
İran Arapları ve İran Türkleri zaman zaman eski dönemlerde de dayanışma içinde olduklarını göstermişlerdir. Bunun en çok tartışıldığı olay, İran Türklerinin futbol takımı olarak bilinen Traktör Futbol Takımı maçlarında İran’daki Azerbaycan Türklerinin Arapları destekleyerek, İran’ın hassas olduğu Fars Körfezi ismini Arap Körfezi olarak söyleyerek, “Körfez Araplarındır” sloganını atmaları olmuştur. İran’da Traktör futbol maçında Azerbaycan Türklerinin Türkiye ve Azerbaycan bayraklarıyla maça katılıp “Körfez Araplarındır” sloganını söylemesi, defalarca kez İran resmi yetkililerinin itirazlarına sebep olmuştur. 20 sene önce İran’da Babek Kalesi yürüyüşlerine Arap aktivistlerin katılmasıyla başlayan bu yakınlık bugüne kadar devam etmektedir. Babek Kalesi yürüyüşlerinde İran’da Azerbaycan Türkleri, Türkçe eğitim talebi ve İran’da Fars milliyetçiliğine karşı ilk kitlesel hareketi gerçekleştirmişlerdir.
İran Türkleri futbol takımı Traktör taraftarlarının geçtiğimiz aylarda Araplarla dayanışma içinde olmalarını göstermelerinin ardından, İran Arapları Huzistan eyaleti futbol maçlarında “Türk-Arap kardeştir” ve “Yaşasın Azerbaycan” yazılarıyla karşılamışlardır.
…..
Dipnotlar:
[1] 1979’dan sonra İran İstatistik Merkezi, etnik eksenli nüfus sayımı yapmadığı için elde resmi veriler yoktur. İran Arapları bazı tahminler ileri sürürken İran’ın etnik eksenli nüfus dağılımı ülke güvenliğiyle sorumlu merkezlerde saklı tutulmaktadır.
[2] Ülke Genel Kültürü Endekslerinin Araştırma ve İnceleme Projesi, Huzistan Eyaleti Raporu / Yönetici Kurum: İran Genel Kültür Konseyi; Proje Sorumlusu: Mensur Vaizi, Yürüten: Seçkin Pars Araştırmacıları Şirketi, Yayın: Tahran- Kitap-e Neşir Yay., 1391 Hicri Şemsi.
[3] Uzmanların iddiasına göre bu toz parçacıkları bölgede kanser gibi bir çok hastalığın kaynağı olmaktadır.    

No comments:

Post a Comment